Yıl 1982. Almanya’da iç karartıcı bir dönemden geçiyorduk. Bir yandan Afganistan’daki Sovyet işgali devam ederken, diğer yandan halkların istemlerine karşı NATO’nun Avrupa’da yeni atom başlıklı füzelerini yerleştirme kararının yarattığı öfke ve nükleer Dünya savaşı endişesi doruktayken, Türkiye’de askeri cunta bütün şiddetiyle yüz binlerce kişinin insanlığını elinden almaya, milyonlarca aileleri parçalamaya devam ediyordu. 

O dönemin genç Alman-Türk kuşağını iki önemli olay derinden etkilemiştir: Almanya'daki silahlanmaya karşı milyonlarca göstericinin sokaklara dökülmesi, otabanları kapatması, barış için müthiş bir sivil toplum ayaklanmasını başlatmaları ve YOL filminin 82’nin sonbaharında sinemalara gelerek aylarca kapalı gişe oynamasıydı. 

Yılmaz Güney ve arkadaşlarının askeri cunta dönemine rağmen Şerif Gören'in yönetmenliğinde, Tarık Akan, Şerif Sezer, Halil Ergün gibi oyuncularla ve Zülfü Livaneli'nin büyüleyici film müziğiyle yarattıkları »YOL« bizleri derinden etkilemişti. »YOL« evrensel film sanatının yanı sıra bütün Dünya’ya askeri despotizm döneminde cesaretli bir duruş sergilemenin sanatsal yolunu gösteriyordu. 

2000’li yılların ortasındayız, Dünya starı Mario Adorf, festivalimizin onur konuğu olarak Nürnberg’de. Belediye Başkanı’nın verdiği resepsiyona katılmadan önce »CNN Türk« TV kanalının sorularını yanıtlıyordu. İlk soru, Adorf Türk kültüründen neler biliyor. Adorf, beklenen basmakalıp şiş kebap & lokum yerine, "Tabii ki, her şeyden önce »Yol« filmidir!" dedi. 

2012 yılındayız, bu sefer de milletvekilleri ve sinema uzmanlarıyla dolu Münih’teki Bavyera Eyalet Meclisindeyiz, baş konuşmacı uluslararası saygın yönetmen Michael Verhoeven‘i dinliyoruz. Verhoeven ‚sinema hayatını çok derinden etkileyen üç olaydan bahsedeceğim’, dedi: ‘Birincisi, 1971'de Berlinale’de ABD jüri başkanının  »O.K.«  adlı Vietnam savaşı konulu filmimi yarışmadan çıkarınca, yarışmadaki yönetmen meslektaşlarımın benimle müthiş bir dayanışmaya girmesi ve filmlerini yarışmadan çekmeleriydi. İkinci etkileyici deneyimim de bana çok ilham vermiştir: Nürnberg'deki insan hakları için yapılan bir film festivalini onur konuğu olarak yakından izleyebilmem büyük bir sürprizdi. Ve üçüncü olay da yine Nürnberg'den: Türkiye Almanya Film Festivali’ne jüri başkanı olarak gittiğimde gerçekten iyi bir festivalle karşılaşmam beni çok etkilemiştir. Sinema bu festivallerde insanlar için vardı ve hepimize umut veriyorlardı’. 

Evet, 2023’ün Şubat ayındayız ve bilincimizi derinden etkileyen uluslararası ünlü ve bir o kadar da saygın iki yönetmeni festivalimizde onur ödülü sahibi olarak ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz: Şerif Gören ve Michael Verhoeven

Toplumlarımızda kutuplaşmanın ve savaş eğilimlerinin sürekli arttığı bir dönemden geçiyoruz. Festival programının sizler için hem eğlendirici hem de bilgilendirici olmasını sağlamaya çalıştık. Her şeyden önce sizlere otokratların ve savaşların olmadığı, tüm ayrımcılıklardan uzak bir dünya için umut verecek bir festival programı hazırlamaya çalıştık. Festival artık sizlerin, keyifli sinema dolu günler dileriz, katkılarından dolayı emeği geçen herkese teşekkür ederiz. 

Adil Kaya, Şubat 2023