1954 yılında Bursa’da doğdu. Erden Kıral’ın ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ filmi ile sinemaya adım atan sanatçı, ikinci filmi ‘Bir Günün Hİkayesi’yle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. ‘Fidan’, ‘Derman’, ‘Yılanların Öcü’, ‘Dul Bir Kadın’, ‘Ses’, ‘Ayna’ gibi 80’li yılların önemli filmlerinde oynayan Sürer  1989 yılında yönetmenliğini Tunç Başaran‘ın yaptığı ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ adlı sinema filminde yine başrolde yer aldı. Bu filmdeki performansıyla 1989 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ikinci kez En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Sürer, günümüze kadar 60’tan fazla filmde ve televizyon dizilerinde oynadı. İlk uluslararası çalışması 1984 yılındaki Ayna adlı film oldu. Bu filmi 1991 yılında En İyi Yabancı Film Oscar’ı kazanan ‘Umuda Yolculuk (1990), ‘Dunkle Schatten der Angst’ (1993) ve ‘Yara’ (1998) izledi. Son yıllarda yer aldığı ‘Camdaki Kız’, ‘Aile’ gibi projelerde hayat verdiği karakterlerle adından söz ettiren Sürer, son olarak ‘Mukadderat’ filminde başrolde oynadı ve üçüncü kez Altın Portakal ödülü kazandı. Nur Sürer, Hülya Koçyiğit (beş) ve Türkan Şoray’dan (dört) sonra bu kategoride en çok ödül alan oyuncu. 

Nur Sürer, 40 yılı aşkın oyunculuk kariyerinde, film sanatının kolektif üretimini kendi yaşam felsefesiyle buluşturan, sanatının politik bilincini ve sorumluluğunu taşıyan, sanatçı-toplum arasındaki o derin bağın varlığını kanıtlayan bir duruşun temsilcileri arasındadır.  Onun oyunculuk serüveni, Türkiye’nin hem politik ikliminin hem de film sektörünün dönüştüğü yıllara denk gelir. Bu süreç Nur Sürer’i, Türk sinemasında değişen oyunculuk anlayışının ilk isimleri arasına yerleştirir. Film ve televizyon dizileriyle hâlâ üretkenliğini sürdüren Nur Sürer’in sinemadaki ilk yıllarına bakmak onun oyunculuk değerini ve sanatçı tutarlılığını daha da iyi anlamamızı sağlayacaktır.